Pazar

MURAT SAYGI: " İKİ ÜÇ BÜYÜK DRAMACIYLA ÇALIŞIP SINIRLARIMIZI BELİRLEDİK"

BU KONUYLA İLGİLİ DİGER LİNKLER:


"Artık oyuncular gerçek, halktan"
Kanal D Genel Müdürü Murat Saygı: "Reality show'ların da bir maliyeti var ama oyuncuları gerçek halk olduğu için üç gün sonra gelip 'Ben daha çok para istiyorum' demiyor" www.kuponlugazete.com
2005 yılında Kanal D ekranlarında ne gibi değişiklikler olacak?
Türkiye'de büyük kanallar program yapıları olarak birbirine çok benzemeye başladı. Her gün ikişer dizi yayınlanan televizyonculuk şekline dönüştü. Bu durumda kanalların birbirinden farkı kalmıyor. Bana göre bunun kötü yanı küçük kanallara yol verilmesi. Samanyolu, Kanal 7 gibi kanallar alternatif kanal haline dönüşüyor, CNBC-e gibi kanallara da daha Avrupai-Amerikan yapımlarıyla farklı kulvar açıyorsunuz. Onun için dizi yoğunluğunu azaltıp oyuncuları gerçek halk olan diziler yani reality show'lar yapmak istedik. 2005'te daha çok bunları göreceğiz.
Neler onlar?
Ekrana getireceğimiz şovlar dünyada çok izlenen programlar. Bunlar şubatın ortasından itibaren devreye girecek. Bunlar kurumsal kimliği ayrıştırma açısından önemli ve maliyet açısından dizilere göre çok daha avantajlı. Leonard Mogel'in Amerika'da çıkan "This Business of Broadcasting" kitabını okudum. Kitap, reality show'ların bütün televizyonların hayatını kurtardığını anlatıyor. İnsanlar, oyuncu kaprisleriyle uğraşmaktan kurtulmuş. Çok daha düşük maliyetle uzun uzun programlar yapmış. Reality show'ların da bir maliyeti var ama oyuncuları gerçek halk olduğu için üç gün sonra gelip "Ben daha çok para istiyorum" demiyor. Bu şovlarda şöhret olanlar da sabun köpüğü gibi gidiyorlar. Reklamverenlerin ilgisinden ötürü dizilere yoğunlaşmıştık, şimdi pusulamızı döndürdük.

"Eleştiriliyor ama seyrediliyor"
Bir kanalın ekrana getirdiği şovun bir benzerini diğer kanal da yapıyor. Arkasından da toplumun belli kesimlerinden ciddi tepkiler geliyor...
Bir kanalda 12-13 tane değil yedi-sekiz tane dizi olsun istiyoruz. Artık dizilerde kim neyi seyrettiğini de karıştırıyor. Daha önce bizim üç büyük televizyon kanalının yöneticisi olarak yaptığımız toplantıda,"Mart ayında her kanalda dizi sayısını yedi-sekize indirelim" önerimiz vardı, bu kabul de gördü ama ne kadar uygulanır bilemem.

Reality show'lar dizilere oranla ekonomik açıdan daha az riskli. Ama şöyle de bir gerçek var. İnsanların dizilerdeki gibi bağlı oldukları bir senaryo yok. O programlardan birileri çıkış yaptıkça, seyirciden de tepki geliyor. Bu programla ilgili fikrinizi ve kararınızı değiştiririyor mu?
Değişiklik olmaz çünkü beğenen de beğenmeyen de oluyor. Bunlar eleştiriliyor ama seyrediliyor. Televizyonculukta temel mesele yaptığınız şeyi seyrettirmek. Seyredilen şey de eleştirilen şey oluyor. Çünkü seyredilen şey için herkesin fikri oluyor. Türkiye gibi geniş yelpazeli toplumlarda ortak düşünceyi ve sağduyuyu yakalamak çok zor.

Şimdiye kadar kaç reality show bantı izlediniz?
En az 350 tane. Her hafta beş ya da 10 tane izliyorum. Hepsiyle ilgili not defterim var ve ona kısa notlar alıyorum. Çok beğendiğim olursa hemen onları ayırıyorum.
Türk seyircisi hangi ülkenin seyirci profiliyle uyumlu? Hangi ülkede tutan bizde de tutuyor?
Ülke değil de bölge olarak bana göre Akdeniz yani en iyi göstergeler İtalya, İspanya ve Yunanistan.

Reality show'lardaki insanların da, kendilerine verilen rolleri oynadığına ilişkin yaygın bir inanç var. O insanları oraya sokarken gerçekten onlara reyting için rol dağıtımı yapılıyor mu?
Bunlar trendler. Dünyada da reality show'lar ön planda. Belki iki yıl sonra bunlar konuşulmuyor olacak. Bir senaristin hayal dünyasını zorla birilerine empoze etmektense oyuncuları gerçek, bir drama senaryosu yazılmamış bir şeyi bütün gerçekçiliğiyle verdiğin zaman gerçekten çok inandırıcı oluyor. Türkiye'de "BBG"yi ilk yapan bendim. Abuk sabuk bir şeyler daha yaptık. Bunlarda birine rol verirseniz gerçekliği kalmıyor. Ancak "Ünlüler Çiftliği" ya da ünlülerle yapılan işlerde onlar oynuyor.
Dizilerden kaçışınızın tek sebebi yüksek maliyet mi?
Maliyet artışı var, senaryoların birbirine benziyor olması var. Bana göre bu sektörü disiplin etmek için doğru düzgün yapımcıların olması gerekiyor. Biz iki-üç büyük dramacıyla çalışıp sınırlarımızı belirledik. Son iki senede hiç duymadığım en az 20 tane yapım şirketi kuruldu. Adam bir dizi yapıyor, iki-üç bölüm sonra yayından kaldırılıyor, sonra başka bir dizi çekiyor.
Bir dizinin yayınını sürdürmesi için en az ne kadar reklam ve reyting alması gerekir?
Televizyonlarda 100 liraya yaptığın bir şey için asgari 160 lira reklam alırsan o hem kendi maliyetini hem de o kurumun maaşlarını çıkartır. Asgari 8-9 reytingle bir dizi hayatına devam eder.
ALİ EYUBOĞLU-MİLLİYET PAZAR- www.kuponlugazete.com

Hiç yorum yok: