İSTANBUL - Yıllarca hapis yattıktan sonra unutamadığı aşkı Keje'yi bulmak için hiç bilmediği İstanbul'a gelen Baran'ın hikâyesini anlatan 'Eşkıya'yla iştahı kabaran seyirci, yıllarca Yavuz Turgul ve Şener Şen'in yeni filminin yolunu gözledi, durdu. Sekiz yıl süren vuslat, 'Gönül Yarası'yla bu cuma sona eriyor. Şener Şen, Meltem Cumbul, Timuçin Esen, Devin Özgür Çınar, Güven Kıraç, Erdal Tosun, Sümer Tilmaç ve Ece Naz Kızıltan'ın rol aldığı filmde Yavuz Turgul yine sıradan insanlardan birer 'kahraman' yaratıyor. Ve insanın, hayattaki seçimlerinin 'kaderini' nasıl etkilediğini anlatıyor, tıpkı 'Eşkıya'da olduğu gibi...
Filma-Cass, Most Production ortaklığıyla İş Bankası, Fiat ve Beko'nun sponsorluğunda 2 milyon 350 bin dolarlık bütçeyle çekilen 'Gönül Yarası', bütün hayatını Anadolu'nun ücra köşelerinde öğrencilerine adamış, bunun uğruna karısından ve çocuklarından bile vazgeçmiş idealist öğretmen Nazım (Şener Şen), kızıyla beraber eski kocasından kaçarak İstanbul'a gelen pavyon şarkıcısı Dünya (Meltem Cumbul) ve eski karısı Dünya'ya marazi bir aşkla bağlı, gözü kara, sevdası için dünyayı yakacak kadar çılgın Halil'in (Timuçin Esen) kesişen öyküsünü anlatıyor:
İnsan sarrafı Dünya
Nazım öğretmenlikten emekli olduktan sonra İstanbul'a döner ve emekli maaşı bağlanıncaya kadar geceleri yakın dostu 'Takoz' Atakan'ın taksisinde çalışmaya başlar. Bir gün müşteri olarak Dünya'yı alır taksisine. İnsan sarrafı Dünya, yüzüne baktığı zaman kızaran bu efendi insana güvenir. Nazım, kadını her gece pavyona getirip götürmeye başlar, ta ki Dünya'nın belalısı Halil pavyonu basana, ortalığı dağıtıp, eski karısının yaralanmasına neden olana kadar! Halil kaçar; yaralı, bitkin ve kimsesiz Dünya olaylar yüzünden pavyondan kovulup kızıyla birlikte ortada kalır. Nazım biraz da mecburiyetten kadına kucak açar. Dünya, Nazım ve Halil'in hikâyesi, Samatya'nın arka sokaklarından Anadolu'nun uzak köşelerine doğru uzanacaktır...
'Her şey bizim elimizde'
Yavuz Turgul 'Gönül Yarası'nın iki zıt görüşün -kadercilik ve akıl- çatışması olduğunu belirtiyor: "Hayatımızın akışı kimin elinde? Bu akışa yön veren bir irade var mı, biz mi hayatımıza yön veririz, hayat mı bize? Filmin kahramanlarından Nazım, bir diğer kahramana, Dünya'ya der ki: 'Bana maval okuma, her şey bizim elimizdedir.' Halbuki Dünya şöyle düşünmektedir: 'Hepimiz hayattan nasibimize ne düşüyorsa onu alırız. Melek de (Dünya'nın kızı) ona ne veriliyorsa onu alacaktır.' İşte 'Gönül Yarası' bir bakıma bu iki zıt görüşün bir çatışmasıdır. Kaderciliğe karşı, insan aklını ve o aklın eylem gücünü önemseyen görüş. İnanca karşı bilimsel akıl. Hayatı bunlardan hangisi yönetiyor? Yoksa bütün bunların dışında başka bir şey mi var? Yoksa hayat sadece seçimlerimizden, nedenlerden ve sonuçlardan mı ibaret? Kim bilir?"
Neşet Ertaş ve Aynur Doğan'ın da türküleriyle filme renk kattığını da hatırlatalım. Ertaş uzun zamandır seslendirmediği 'Karlı Dağlar' türküsünü bu film için tekrar yorumladı. Aynur Doğan'ın seslendirdiği 'Darhejiroke İncir Ağacı(sın)' adlı Kürtçe türküye filme özel olmak üzere bir koral düzenleme ekledi.
(RADİKAL Kültür Sanat)
***
TÜRK BASININ'DA İLK DEFA BİR BASIN BÜLTENİ ELEŞTİRİSİ:)))
Haberi Radikal'den "kopyala-yapıştır" (copy-paste)yaptık.
Belli ki Radiklal'deki arkadaşlar da basın bülteninden kopyala yapıştır yapmış,araya kattıkları bağlantı cümlesi sayısı kadar da hata yapmayı başarmış. E bravo...
Filmin öyküsünün anlatıldığı bölüm su gibi akıyor. Turgul'un veya bir kalem erbabının elinden çıktığı belli...Basın bülteninin geri kalan bölümü kabız, zorlama, klasik basın bülteni cümleleriyle dolu...Al mesela, ikinci paragraf 72 kelimelik bir cümleden oluşuyor. (evet üşenmedik saydık). 72 kelimelik bir haber cümlesi?...E bravo! 72 kelimenin sonunda da nokta konmuyor iki nokta(:) konuyor. Yani cümle 72 kelimenin sonunda bile bitmiyor bir anlamda...Bravo ki ne bravo...
Ancak bariz hatalar da var; al mesela şu cümle;"Sekiz yıl süren vuslat, 'Gönül Yarası'yla bu cuma sona eriyor."
8 yıl süren bir vuslat mı? Yok daha neler. 8 yıl süren şey olsa olsa hasrettir. "Vuslat" da cuma günü gerçekleşecek şeydir...( Hasret:özlem...Vuslat:kavuşma)...
Ya şu bağlantı cümlesi'ne ne demeli: "Yavuz Turgul 'Gönül Yarası'nın iki zıt görüşün -kadercilik ve akıl- çatışması olduğunu belirtiyor:"
Turgul gibi bir kalem ustası böyle cümle kurmaz! Neyi belirtiyormuş Turgul? Gönül Yarası iki zıt görüşün çatışmasıdır... Neymiş iki zıt görüşün çatışması? Gönül Yarası'nın sözlük anlamı mı?...Gönül Yarası film ismi ise ( kendinden Gönül Yarası diye bahsedilen bir film ise) Bir film eşittir iki zıt görüşün çatışması olabilir mi?...Bu olsa olsa filmin kendisi değil; Temasıdır!
Tartıştığı soru, ortaya attığı sorundur.Esasıdır. Öykünün çıkış noktasıdır. ve sairedir. veya sairedir...
Sıkıldım.
Ne diyelim?
Bişey demeyelim.
Bitirelim.
Bit.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder