Perşembe

ŞEHİR TİYATROLARI NASIL KURTULUR?...BABASINI ANDI DİYE VASIF ÖNGÖREN'İN KIZINA SORUŞTURMA AÇILMIŞ


İSTANBUL - İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'ndaki çalkantı, yeni bir olayla yeniden su yüzüne çıktı. Tiyatro yönetimi, Genel Sanat Yönetmeni Nurullah Tuncer'in girişimiyle, Vasıf Öngören'in 20. ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen okuma tiyatrosunda ücretsiz olarak rol alan Mehmet Atak, Tomris İncer, Macit Koper, Oktay Özbir ve Aslı Öngören hakkında soruşturma açtı. Vasıf Öngören'in 1974'te yazdığı 'Oyun Nasıl Oynanmalı'yı, yazarın kızı Aslı Öngören yönetmişti.
Şehir Tiyatroları Yönetmeliği'ne göre izin alınması gereken haller sayılırken tamamen ticari işler kastediliyor, ceza olarak da 15 günlük ücretin 10 misli olarak yine akçeli bir ceza öngörülüyor. Oysa Tuncer, Hizmet Sözleşmesi'nin 10/B maddesi uyarınca oyuncuların sadece kazanç sağlayan işler için yönetim kurulundan izin almaları gerektiğini hatırlatan bir gazeteciye, "Oyuncuların ücret alıp almamaları bizi ilgilendirmiyor" dedi. "Önemli olan, bize bu etkinlikle ilgili bilgi vermemiş olmaları." Umarız, davet etmemiş olmalarını kastetmiyordur. Çünkü Tuncer, Öngören'le ilgili etkinliğin broşürünün tesadüfen eline geçtiğini söyleyerek, bu etkinliğe çağrılmadığı için çok kırıldığını da belirtmiş.


İki aydır yurtdışında
İşin garip (ya da traji-komik) yanı, aynı kurumdaki bir çifte standart örneğinden kaynaklanıyor. Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Kemal Kocatürk, hem yönetmeliği, hem de 657 sayılı yasayı hiçe sayarak izinsiz olarak iki aydır yurtdışında bulunuyor.
Makedonya'da bir oyun yönetmesi için davet alan Kocatürk, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın ilgili maddesine rağmen, en büyük mülki amirden izin almadan Makedonya'ya gitti. Ayrıca Şehir Tiyatroları Yönetmeliği'nin 17'nci maddesinin açık hükmüne rağmen, basit bir prosedürü yerine getirip yönetim kurulundan da izin almadığı, Tiyatro Tiyatro dergisindeki bir yazıda belirtiliyor. Genel Sanat Yönetmeni Nurullah Tuncer'in bu konuda bir işlem yapmayıp, Vasıf Öngören'i anma toplantısına katılan sanatçılara soruşturma açması da, Şehir Tiyatroları'nda uygulanan çifte standardın, 'bizimkiler/karşı saftakiler' ayrımının bir başka örneği.
Yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen bu yıl üç oyun yöneten Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Kemal Kocatürk'ün, en kısa sürede kurumda yedi oyun yöneterek emekli olan Engin Uludağ'ın yerine başrejisör olmak istediği söyleniyor... Şehir Tiyatroları Yönetmeliği'ne göre üst üste üç kez toplantıya katılmayan Yönetim Kurulu üyesinin üyeliği düştüğü için, 24 Mart'taki toplantıya dördüncü kez katılmayan Kocatürk'ün üyeliği sona erdirildi. Makedonya'da bulunan Kocatürk, izinsiz olduğu için mazeret beyan edememişti. Yönettiği ve 24 Mart 2004'te promiyer yapan '7 Kocalı Hürmüz' oyunu ise, kimi ŞT oyuncuları ve İŞTİSAN tarafından 'yürütmeyi durdurma ve işlemin iptali' için 12 Ocak 2003 tarihinde açılan dava sonucu kaldırıldı. Ancak oyun, karara rağmen sezon sonuna kadar oynandı. Belki de, Tiyatro Tiyatro dergisine (nisan) verdiği demeçte "Patron kim, bunu herkes öğrenecek" ve "Ben devletim, al alabiliyorsan" diyen Kocatürk'ün bir bildiği vardır.
İş başına gelir gelmez bir hafta sonu TAL'in anahtarını değiştirip, Ayla-Beklan Algan ve Haluk Ataseven'i tiyatrodan uzaklaştıran; yeni durum karşısında çekincelerini belirterek ifade özgürlüklerini kullanan Başar Sabuncu, Orhan Alkaya ve Macit Koper'i disipline veren yeni yönetimin ilk icraatlarından biri de, kurumda peş peşe ses getiren seçkin işlere imza atan oyuncu-yönetmen Mehmet Atak'ın kadrosunun iptaliydi. Gülünç ve gerçekdışı iddialarla bir kara komediye dönen olay, idari mahkemenin işlemi hukuka aykırı bulup Atak'ı görevine iade etmesiyle son buldu. Daha sonra, istifası kabul edilmeyen Serra Yılmaz ise, kapısına gelen iki zabıtanın tebligatıyla işten atıldı.


6 oyun sahnelendi
Sahne tasarımlarıyla kendini kanıtlamış, kendi dalının en iyilerinden Nurullah Tuncer gibi bir sanatçının böyle olaylara adının karışması üzücü. Tuncer'in, Tiyatro Tiyatro dergisine (mayıs) verdiği demeçte, "Şehir Tiyatrosu' nun yüzde 97'si bize karşı" demesi ise üzücü olmaktan da öte, düşündürücü. Yönetim kurulu üyesi seçimleri de, ŞT'deki durumun bir aynası sayılabilir. Tiyatro tarihinde ilk kez bu seçimlere Genel Sanat Yönetmeni ve Yönetim Kurulu başkanlık etmedi. Sahneden gelip oy kullanan Tuncer salondaki sanatçılar tarafından yuhalandı ve gene sahneden çıkıp gitti. Tuncer ve ekibi birinci yıllarında ilan ettikleri 33 oyunun altısını sahneledi, diğer 27'sinin yerine ise (hukuka aykırı olarak) başka oyunlar sahnelendi. Şehir Tiyatroları'nın bir an önce bu vahim durumdan kurtulup normal işleyişine dönmesi, 'karşı saftakiler' kadar, seyircileri de memnun edecek.

SEVİN OKYAY/RADİKAL

Hiç yorum yok: