Pazartesi

DEMET AKBAĞ, GÜL ABUS SEMERCİ'NİN SENARYOSUNA "EVET" DEDİ!


* Neden yeni bir tiyatro oyunu ya da sinema filminde değil de dizi mezarlığına dönmüş ekrandasınız?
Beni heyecanlandıran sinema projeleri iki senede-üç senede bir oluyor, televizyona da kaymazsan seyirciden kopuyorsun. Bir de sinema için farklı şeyler gerekiyor. 'Yakışıklı bir delikanlı bulalım, yanına da soyunan güzel kız' durumunda olmadığım için, daha karakter rolleri teklif ediliyor bana. E bu da her zaman olmuyor. Üç senedir direniyorduk ama sonunda girelim dedik şu işe.

ALLAHIM NE KOMİĞİZ!
* Bu senaryoda farklı olan ne?
Üç yıldır içime sinen, hoşuma giden bir şey çıkmamıştı karşıma. 'Bir Demet Tiyatro' bittiğinden beri o kadar çok senaryo okudum ki. Arada 12 bölümlük 'Ölümsüz Aşk' maceramız oldu ama bizim işimiz olduğu için kabul ettiğim bir roldü. Onu saymıyorum. Şaka maka dört yıl olmuş.

* Çok naif, kaliteli bir diziydi ve tiryakisi de çoktu biliyorum. Kaliteli işlerin ömrü kısa oluyor değil mi?
Ben artık bilemiyorum! Yeni çıkan bir albümün hangi şarkısı tutacak onu biliyorum da, hangi dizi tutacak onu bilemiyorum! Çözemiyorum yani. Seyirciye de haksızlık.

* 'Sevinçli Haller'i ve rolünüzü biraz anlatsanıza...
'Aman Allahım ne kadar komiğiz, komiklikten delireceğiz şimdi' şeklinde kasıklarımızı tutarak güleceğimiz bir şey değil ama sıcak, sevimli bir aile komedisi. Hani o sabahtan akşama kadar komedi- max'lerde izleyip çok gülüyoruz ya onlardan. Diziye başlama arifesinde çok izledim bu dizilerden. Şunu söylemek istiyorum: Bizim dizilerimizde aynı şeyleri yapsak nefret ederler bizden! Kötü olduğu için söylemiyorum; çok doğal, çok sıradan ve çok komikler. Ama bu işi Türkler yapınca seyirci sevmiyor. Sonra şuna karar verdim: Bizde bütün oyuncuların yüzleri bir süre sonra klişe oluyor. Oyuncuyu tanıyor, zaten bir önceki yaptığı işte onu sevmemişse ağzıyla kuş tutsa farketmiyor onun için. Oyuncu olarak seyretmiyoruz biz yani, hemen hayatımızın başköşesine koyuyoruz onu. Özcan Deniz'i Seymen Ağa olarak seyretmiyoruz. O Seymen Ağa vatandaş için! O başka bir şey yapamaz.

* O zaman Lütfiye karakterinden çabuk sıyrıldığınız için kendinizi şanslı görüyor musunuz?
İş yapılırken de sıyrılmıştım zaten çünkü sadece Lütfiye'yi oynamıyordum. 4-5 karakteri oynadığım için çok fazla yapışmadı Lütfiye üzerime.

Mavi gözlü, dünya güzeli bir şey olmadığıma göre...
Demet Akbağ 'Sevinçli Haller' dizisi için saçlarına ilk kez kaynak yaptırmış. Fikir de ondan çıkmış. Elbette bir nedeni var: "Ben bir rolü oynarken, aynaya baktığımda onu görmek isterim. Ölümsüz Aşk dizisinde oynamasaydım, oradaki Demet'i görmeseydim kendi saçımla çıkar oynardım. Ama aynısı olmasın istedim. Benim fikrimdi saçımı değiştirmek. Hani vardır ya, erkekler 'güzel saçlı karım, güzel elli karım' derler ya.. Böyle bir şey olsun dedik. E ben mavi gözlü dünya güzeli bir şey olmadığıma göre bir hoşluk olsun dedim. Bir de gençleştirdi beni sanki."
*Evinç Hanım'ın yaşadıkları hayatta sıkça karşılaştıklarımız

'Sevinçli Haller', ev kadını olmak, anne olmak, ev kadını haliyle kendini ifade edebilmek, karı-koca işlerinde muvaffak olmak -ya da olmamak- evlilik halleri, erkeklerin halet-i ruhiyesi, kocalık halleri, babalar ve oğullar gibi kimi mevzulardan yola çıkıyor. Hayatta sıkça karşılaştığımız bir çok mesele, bu hikâyenin de meselesi oluyor. Hikâye; bir kadın, üç çocuğu, iyi niyetli ancak kadın ruhundan anlamayan kocası, aklı bir karış havada şaşkın kayınbiraderi, aklı arada bir uçup giden bunak kayınpederinin etrafında geçiyor. Kadının adı Evinç (Demet Akbağ). Sevinç gibi yani... O da öyle söylüyor hep ama kafa kağıdında adının S'si unutulmuş. Adı dosdoğru Sevinç yazılsaydı, kaderinin başka türlü olacağına inanıyor. Birçok ev kadını gibi kendisini ekonomik ve sosyal anlamda ifade edememiş Evinç, dizinin daha ilk bölümünde bir çıkış yolu buluyor; birçok ev kadınını ilgilendirecek bir şeyi başarıyor; evdeyken para kazanabilmeyi... Evinç'in hayatı apartmana yeni taşınan Leyla adındaki kadınla değişiyor. Leyla; Evinç'in sahip olamadığı bir şeye sahiptir... Demet Akbağ'ın market sahibi eşini Kerem Atabeyoğlu, kayınbiraderini Tolga Çevik, kayınpederini Salih Kalyon oynuyor. 3 Eylül'de yayınlanacak dizinin senaryosu Gül Abus Semerci'ye ait.
***
(Sabah Gazetesi'nde yayınlanan, Şirin Sever ile yaptığı röportajdan aynen alınmıştır)

Hiç yorum yok: