Pazartesi

ÇOK İZLENEN TV DİZİSİ YAPMAK İÇİN HANGİ KURALLARA UYMAK GEREKİYOR?




İyi senaryo bize uymaz!
Birkaç yıl önceydi.
Bir televizyonda yönetici olan bir zat-ı muhteremi ziyarete gitmiştim.
Sohbet ederken, bir gözüyle de odasındaki televizyonu izliyordu.
Ekranda, kanalı için yeni çekilen bir dizi vardı.
Zat-ı muhterem yönetici, biraz sonra bana dönüp dedi ki:
- Bunlara kaç kez söyledim, senaryo entel olmasın diye. Bizim seyircimiz; fazla kaliteli, akıllı, uslu işleri sevmez.

İster inanın, ister inanmayın, dizi filmin fazla kaliteli olmasından şikayet ediyordu.

Daha sonra ne mi oldu? O dizi film, televizyonda gösterildi. 5-6 bölüm sonra da yayından kaldırıldı.

Tutmamıştı.

Yönetici haklı çıktı. Televizyonlarda şimdilerde oynayan dizilere bakınca, bu anım aklıma geldi.

Kalitesiz dizilerin ekranları işgal etmesi, herhalde bir rastlantı olamaz.
Vardır bunun bilimsel bir açıklaması.

O bilimsel açıklama da, zat-ı muhterem gibi düşünenler tarafından yapılmış olmalı.

Öğrendiğim kadarıyla, bir kez dizilerin senaryosu basit olacak. Zeka unsuru falan kokmayacak.

Aptalca ya da bayat espriler yer alacak.

Aşk filmi ise, zıt karakterler kullanılacak.

Esas oğlanla kız, baştan birbirlerine düşman olacaklar. Sonra da nefretten aşk doğacak.

Mutlaka şive yapılacak.

Dizi filmde, ya Doğu ya da Karadeniz şivesi ile konuşan birkaç kişi mutlaka bulunacak.

Bunların saf ve cahil görünümlü olmasına dikkat edilecek.

Tabii bir de malum entrikalar var. Sevgilileri ayıran kötü kişiler falan.

Alın size işte dört dörtlük dizi film.

Eğer bir kanala dizi film projesi sunmayı düşünüyorsanız, bu kurallara sıkı sıkıya riayet edin.

Peki böyle kalitesiz işler yapmak şart mıdır?

Hayır?

Televizyonlarda, çok sayıda kaliteli dizi izledik.

İkinci Bahar, Asmalı Konak, Bir Demet Tiyatro, Hayat Bağları, Çocuklar Duymasın, Ekmek Teknesi...

Halk, bunlara daha fazla itibar etti.

Demek ki, Türk halkı kaliteli diziden anlıyor.

Öyleyse, TV yöneticileri niçin kalitesiz işlere para harcıyor dersiniz.

Çünkü o tür yapımların maliyeti ucuzmuş da ondan.

Yaz aylarında ciddi bir seyirci de yok.

Bu durumda, kaliteli iş için kim kesenin ağzını açar?

Hangi yönetmen kafasını yorar?

Hangi senarist, yeni bir konu bulacağım diye beynini zorlar?

Nasıl olsa, "Bu ne biçim senaryo, bu ne biçim çekim!" diye tepki gösteren de yok.

İdare edin işte. Yaz geldi böyle oldu.

Aman zapping aletini eşinize kaptırmayın
ŞEMSİ YÜCEL/TAKVİM

Hiç yorum yok: