Çarşamba

"SENARYO STARLARINI ARIYOR"



Zaman Gazetesi'nde RAHİME SEZGİN imzalı bir yorum-röportaj yayınlandı.senarist Gaye Boralıoğlu'nun görüşlerini de içeren yazıyı aynen alıntılıyoruz...
***
Senaryo değil gerçek! Senaryo starlarını seçiyor


Özellikle son iki yıldır diziler televizyonların en önemli kozları arasında yer alıyor. Yerli diziler o kadar revaçta ki reklamverenler en çok dizi aralarını tercih ediyor. Çocuklar bile en az çizgi filmler kadar ilgi gösteriyor yerli dizilere.

Bu yüzden her yeni yayın dönemi başlangıcında bütün kanallar onlarca diziyi yayına sokuyor. İzleyiciye ulaşmayı başaran ve iyi bir izlenme grafiği yakalayan diziler, en az üç sezon varlığını devam ettiriyor. Oysa çok değil bundan yaklaşık dört yıl öncesine kadar durum böyle değildi. Sezon başında yayınlanmaya başlayan diziler genellikle bir iki istisna hariç, tek sezonluk olarak kendilerine yer bulurdu. Dizilerin artık daha uzun soluklu olmasının altında yatan en önemli faktörlerden biri senaryonun öneminin eskisine oranla daha etkili olması. Televizyon dizilerinde yaşanan bu değişimin çok hızlı olmasa da izleyicilere ve oyunculara olumlu yansıdığı bir gerçek. Yaklaşık üç-dört yıl öncesine kadar televizyonda yayınlanan diziler Yeşilçam’ın arka bahçesi atmosferini çağrıştırıyordu. Yeşilçam’da Göksel Arsoy, Ediz Hun, İzzet Günay, Ayhan Işık, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Türkan Şoray gibi starların üzerine yazılan senaryoların yerini bu defa televizyon dizileri için yazılanlar aldı. Popüler müziğin starları olarak görülen ve belli bir dinleyici kitlesine sahip olan Özcan Deniz, Alişan, Mahsun Kırmızıgül, İbrahim Erkal, Ebru Gündeş, Sibel Turnagöl gibi şarkıcıların başrollerinde oynadığı televizyon dizileri yayınlanmaya başladı. Bu dizilerde senaryolar ise başrolü oynayacak kişilere göre yazılmaya başladı. Oyuncu olarak karşımıza çıkan simalar ise bu dizilerde daha çok medyatik mankenlerden oluşuyordu. Fakat artık durum öyle değil. Eskisi gibi mankenlerin ve şarkıcıların içerisinde bol olduğu diziler revaçta değil.

Televizyon dizilerinde senaryonun önem kazanması ile birlikte oyuncu tercihlerinde de değişikliğe gidildi. Oyuncuya göre senaryo yerine senaryoya göre oyuncu anlayışı yavaş yavaş gelişmeye başladı. Bir İstanbul Masalı dizisinin senaristlerinden Gaye Boralıoğlu’na göre diziler söz konusu olduğunda baz alınması gereken senaryolar olmalı. Oyuncu olmayan ünlülerin içerisinde, başarılı olanların sayısının çok az olduğunu söyleyen Boralıoğlu, iyi bir senaryonun popüler olmamış oyuncularla da başarılı olabileceğini düşünüyor. Son dönemde en çok tutan diziler arasında yer alan Kurtlar Vadisi ve Ekmek Teknesi dizilerinin senaristi Bahadır Özdener, hâlâ senaryoya göre oyuncuların belirlendiği bir yapının tam anlamı ile oturmadığı görüşünde. Böyle bir değişimin oluşabilmesi için uzun yıllar beklenmesi gerektiğini düşünen Özdener, bir değişimin gerçekleşmesi için yeni sistemin değişmez kılınması gerektiğini söylüyor. Henüz tam anlamı ile senaryoya göre oyuncu belirleme sistemi oturmamış olsa bile birçok yeni simanın dizilerdeki bu anlayış sayesinde tanındığı bir gerçek. Yıllarca tiyatroya emek veren; fakat çok fazla projede yer alamayan isim televizyon dizilerinde kendilerine yer buldu. Yeni yetişen, magazin dünyasının içinde yer alıp bir şekilde sansasyona karışmayan yeni oyuncu adayları da dizilerde oyunculuklarını sergileme imkanını buldu. Senarist-yönetmen Derviş Zaim, yeni oyuncuların piyasaya girebilmesini daha çok artan kanal sayısı ile birlikte dizilere karşı olan talebe bağlıyor. Dizi seçimlerinde senaryoların önem kazanması hem oyuncular, hem de izleyiciler için önemli bir gelişme. İzleyici, yıpranmamış ve gerçekten oyunculuk yeteneği olan kişileri ekranlarda görmekten memnun. Senaristler ise popüler bir ismin parladığı senaryoları yazmak yerine daha işçilikli senaryoları kaleme almaktan son derece mutlu. Fakat senaryolara yavaş yavaş atfedilmeye başlanan bu önemin giderek artıp artmayacağını ise zaman gösterecek.


Yeni dizilerde bütün karakterler artık önemli

Bir İstanbul Masalı, Asmalı Konak, Alacakaranlık, Kurtlar Vadisi, Ekmek Teknesi, Zerda, Melekler Adası, Avrupa Yakası.. gibi yayında olan dizilere baktığımızda oyuncuların hepsinin dizi içerisinde hemen hemen eşit rollere sahip olduğunu görüyoruz. Artık sadece başrolde oynayan karakterler baskın olarak diziyi götürmüyor. İzleyici en az başrol oyuncusunun dizi içerisinde yaşayacağı macerayı merak ettiği kadar, en küçük roldeki karakteri de merak ediyor. Çocuklar Duymasın’ın Haluk’u kadar Çaycı Hüseyin’i de izleyici tarafından aynı ilgiyi görüyor. Fakat bunun, diziler için bir kırılma sayılıp sayılamayacağı ise tartışma konusu; zira Zaim’e göre TV ve sinema piyasası eskiyle kıyaslandığında son dönemdeki bu değişimi biraz daha gözlemleyip ona göre karar vermek gerektiğini düşünüyor.

‘Yetişmiş senarist sayısı az’

Son dönemde diziler için yazılan senaryoların eskisine oranla daha nitelikli olması, her karaktere önem atfedilmesi akıllara acaba şimdiye kadar senaristler iyi senaryolar üretmiyor muydu sorusunu getiriyor. Senarist Gaye Boralıoğlu, bunu senaryo alanında yetişmiş çok az insanın olmasına bağlıyor. Boralıoğlu; “Türkiye’de televizyonların tarihi çok eski değil. Sinema ise birkaç film dışında ölü dönemini yaşıyordu. Tiyatrolarda da oyunların hâlâ çok büyük bir bölümü çeviri. Şimdi ise aşağı yukarı yetmiş televizyon dizisi ekrana geliyor, bunların 35-40’ı başarılı oluyor. Dolayısı ile hepsi deneyim kazanıyor, öğreniyor ve kalite de giderek devam ediyor.” diyor.
***
Senarist.tk'nın notu: Bu yazının yeraldığı linki bize gönderen Erdem Uğuz'a teşekkür ediyoruz. Diğer okurlarımızın da desteklerini bekliyoruz.
webblog sisteminden anlayan okurlarımız yazı ve haberlerini bizzat kendileri girmek isterlerse, üyelik vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha beyan ediyoruz...









Hiç yorum yok: