Pazar

METRO PALAS'IN SENARİSTİ SERGİN AKYAZ'LA RÖPORTAJ


Libido okşuyoruz ama Sex and the City değiliz!

Ağalı mafyalı dizilerin yerine Sex and the City, Friends, Ally McBeal karışımı Metro Palas geliyor! 22 Haziran'da başlayacak dizide dört metropol kadını, onların aşkları, cinselliği ve problemleri anlatılacak. Dizi şimdiden merak konusu. Senarist Sergin Akyaz ise "Bizde o dizilerdeki gibi seks hikayeleri ön planda değil" diyor.

* Metro Palas projesi uzun zamandır elinizin altındaymış... Öyle yazıldı ama yok öyle bir şey.

* Peki bu hikaye nasıl çıktı? Köy ve adetlerinden, ağalardan artık insanların sıkıldığını düşünüp, biraz daha kentsel bir şey yapmayı düşündük. Biraz daha kadın ağırlıklı olsun dedik. Şimdiye kadar yapılanlar da dramlar, ağlak şeyler, problemli kadınlar. Bizim hikayemizde de kadınların problemleri var ama bunlar o problemleri biraz daha eğlenceli yaşıyorlar.

* Sex and The City türevi dizilerin bir kopyası mı Metro Palas? Daha özgün bir proje tabii... Sex and the City adı üzerinde, ikili ilişkiler üzerine kurulu. Genelde seks problemlerinin konu edildiği bir dizi. Bizde daha hayatla ilgili, yaşamla ilgili problemler var. Seks konusu daha ikinci planda. Orada New York çok fazla işleniyor, bizde biraz daha dar alanda ilerliyor hikaye, daha bireysel hikayeler giriyor.

* Daha hayatla ilgili derken... Öyle mesaj kaygılı bir iş değil, o bana biraz itici geliyor, mesaj falan yüklemiyoruz ama insan hayatında ne varsa burada da o var. Çok doğal ve olağan yaptığımız hatalar var.

* Bir gün televizyon izlediniz; ağalı, mafyalı dizilerden fenalık geldi ve 'ben böyle bir hikaye yazayım' mı dediniz? Nasıl yazdınız bu hikayeyi? Hayattan diyelim.

* Siz 'farklı' diyorsunuz ama akıllara 'Sex and the City' gelecek mutlaka. Böyle bir hikâye Türk izleyicisine fazla gelir mi? Her insana seslenen bir şey aslında. Çok AB grubu ya da yaşamayan bir kitleye hitap etmiyor. Çok gerçek bir şey yapmaya çalışıyoruz.

* Tamamen kadınlara yönelik bir dizi mi? Erkekler hikâyenin neresinde duracak? Hayır bir kadın dizisi değil. Kadınların gözüyle erkekler, erkeklerin gözüyle kadınlar anlatılıyor. Bizdeki erkek karakterler, ana karakterlerle bir ilişki yaşamıyorlar; arkadaşlar sadece. Birbirlerinin gözleri olacaklar bu dizide. Sex and the City'deki gibi sadece kadın karakterler yok; baba-kız ilişkisi de olacak mesela.

* Ailelerle kızları arasında çatışma, çekişme var mı? Var. Mesela Yelda (Deniz Akkaya) ile annesi arasında öyle bir çatışma var. Anne biraz daha bildiğimiz anne; kızı bir şey yaptığı zaman 'elaleme ne diyeceğiz' durumu oluyor. Her şey gerçek aslında.

* Cinsel ilişkiler diziye ne kadar hakim olacak? Olması gerektiği kadar! İnsanlara hard gelmemesi için dikkat ediyoruz. Herkes yatıyor kalkıyor, öpüşüyor sevgilisiyle ama çok deşifre edilmiyor bu. Çok arkada yaşanıyor. Biraz daha libido okşuyoruz diyelim. Yoksa çok açık saçık sahnelerimiz yok.

* Komedi mi ağırlıkta? Komedi ama bu karakterler komik olmak için komedi yapmıyorlar. Bu karakterlerin kendileri komik zaten! Bu karakterlerden birini, ne kadar kötü bir şey yaşarsa yaşasın intihar ederken görmeyeceğiz. Bu dramlarda olan şeyler. Biz biraz da başka bir dille çekmeye çalışıyoruz. Çünkü Türkiye'de şu anda bir dizi formatı var; bir de sit-com formatı. Biz dizi formatında çekiyoruz hikayemizi.
ŞİRİN SEVER/GÜNAYDIN

Hiç yorum yok: