*Bütün tiyatrocularda genel bir moral bozukluğu var. O da tiyatronun halkın üzerindeki etkinliğini kaybetmiş olmasından, opera, bale gibi yüksek bir sanata dönüşmesinden kaynaklanıyor.
*Niye tiyatro burada, niye tiyatro edebiyatı eskisi gibi halkı çok etkileyecek şeyler üretemiyor, hatta dünya tiyatro edebiyatı büyük bir durgunluk içinde?
*Artık nasıl yeni opera yazılıp bestelenmiyorsa tiyatroda da geçmişte yazılmış şeyler tekrar sahneye konuyor. 'Hamlet' bin kere yorumlandı. Bu nedenle tiyatrocuların ağlamalarına, halk buna niye bu kadar az ilgi gösteriyor diye televizyonlara çıkıp neredeyse dilenerek insanları tiyatroya çağırmalarına gerek yok.
*Bale, opera miadını doldurdu mu diye düşünüyor muyuz? Yalnız şöyle bir şey var: Eğer Attila İlhan örneğin 'Kuğu Gölü'ne gidip bu baleyi izlerken sonunu merak ediyorsa tabii ki o bitmiş bir sanattır
*Tiyatroda ölçü bir iki eleştirmenin kalem oynatması değil seyircinin iltifatıdır. Onun göstergesi de gişedir.'Para kazanmıyorum' demek mesleki açıdan perişan bir şey. Yani gidip bir restoranda yemek yiyorsunuz, yemekleri bedava veriyorlar ve bununla övünüyorlar. Demek ki kötü bir yemek var ve onu dağıtıyorlar
*Şimdi TV programı yapıyorum da ne oluyor? Hoş, beğenmiyor da değilim. Bence televizyon akıllı insanların yaptığı, akıllı insanların seyrettiği fakat aptal bir olay.
*Arkadaşlarımla şimdi bir dans tiyatrosu projemiz var
röportajın tamamını okumak için tıklayın: Akşam'dan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder