Salı

BİR İZLEYİCİ OLARAK ERSAN ÖZER'İN BABAANNESİ...

Babaannemin maceraları

Video kasetlerin revaçta olduğu dönemde ailecek Rocky 4'ü seyrediyorduk. Stallone'nin Rus boksörü yendiğini gören babaannem, 'Bizim çocuk yensin diye Yasin adamıştım. Gidip okuyayım bari' demişti!

Amcam 1984 yılında Almanya'dan kutu kola getirmişti. O zamanlar Türkiye'de kutu kola henüz yoktu. Babannem biz içtikten sonra kutuları atmayıp bulaşıklarla beraber yıkamış, ardından da bardakların arasına koymuştu!

İzmir'de abimlerdeyken televizyonda Ajda Pekkan'ı seyreden, birkaç gün sonra İstanbul'a döndüğünde televizyonda yine Ajda Pekkan'a rastlayan babaannemin yorumu: 'Buraya da mı geldi bu zilli! Nereye gitsem peşimde!'

Babaannemi yıllar önce babası, bir resmi dairede işleri olduğu için şehre götürmüş. Öğlen yemeği zamanı bir lokantaya girmişler. Başka yer olmadığı için 2 adamın yanına oturmuşlar. Yemekler gelince babaannem biraz kendinin, biraz da babasının tabağından yedikten sonra başlamış masadaki adamların tabaklarından da yemeye! Bir ondan, bir ötekinden! E köy sofrasında öyle olur ya.

Babaannem savaş filmi seyrederken bir sürü insanın öldüğünü görünce, 'Ay ay ay! Valla insan ziyanlığı! Bir film için kaç tane adam öldürüyorlar' derdi!

Babaannem gece annemlerle otururken zap sırasında bir erotik filme rastlamışlar. Annem tabii kanalı hemen değiştirmiş ama babaannem kısacık da olsa bir sahneye şahit olmuş. Haliyle yorumunu da esirgememiş: 'Hiç erkek dediğin kadının kıçını öper mi? Sonra o kadının o adama saygısı, hürmeti olur mu?'

Bir gün evde futbol maçı seyrediyorduk. Babaannem gözlerini ekrandan ayırmadan bombayı patlattı: 'Şunlara bak yahu! Ekinleri nasıl da hiç acımadan eziyorlar. Tüh size!'

Teyzem nişanlıyken eniştem ona parfüm hediye etmiş. Anneannem de onu sinek ilacı sanıp evin her tarafına sıkmış! Hayatında tek gördüğü 'spreyli' şey sinek ilacı olduğu için kadıncağız haklı tabii.

Yalan Rüzgarı dizisinde yaşlı ve sosyetik bir karakter vardı. Kadının tırnakları inanılmaz uzundu. Bir gün evcek diziyi izliyorduk. Babaannem birden hayretle, 'Bu kadın o tırnaklarla nasıl taharet alıyor ki?!' demişti.

Babaannem ev kalabalık da olsa hep televizyonlu odada namaz kılar. Alışmış olsa gerek, sesten hiç rahatsız olmaz. Bir gün o namaza durmuşken biz televizyon izliyorduk. Kanalları gezerken birden babaannemin ahenkli sesi dua ile karışık bir şekilde bizi dumurlara yelken açtırdı: 'Velem yuleeedd. Kanalı değiştirmeeee! Velem yekunlehu. Ajans başlayacaaak. Kufuven ahad!'

Babaannem köyden bize ilk defa gelmişti. Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlamaları zamanıydı. Bizimki caddeden geçen Beşiktaş konvoyuna baktı baktı ve yorumu patlattı: 'Ne bitmez konvoymuş! Herhalde önemli birinin kızı evleniyor.'

MTV'de yabancı klip seyrettiğim zaman babaannem, 'Oğlum anana mı sövüyorlar babana mı belli değil. Sen bana İnanç Dünyası'nı aç da seyredeyim' derdi!
AKşAM/ERSAN ÖZER(itiraf.com site sahibi)

Hiç yorum yok: