Salı

HAKKI DEVRİM:" OYUNU ASIL YOKUŞA SÜRENSE YAZARIYDI"


Oyuncular elinden geleni yaptı
Yakın tarihin tanınmış simaları, romanların, oyunların kahramanları olarak gündeme getiriliyor. Yazanlar, bire bir anlatım değil bu, nihayet bir esinlenme, diyorlar.
Kürşat Başar'ın roman kahramanlarını konuştuk; DP'nin ünlü Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile sevgilisi Vesamet Hanım'dı (Başucumda Müzik). Cumartesi akşamı seyrettiğim oyunun kahramanlarıysa, Başbakan Adnan Menderes ile sevgilisi opera sanatçısı Ayhan Aydan'dı (Yarım Bardak Su).
Oyunun konusunu biliyordum. Seyretmeye, yazar Tarık Günersel'in bu çok zor işin altından nasıl kalkacağını merak ederek gittim.
Güç şartlar altında yaşanan ve hep merak edilegelmiş olan bu aşk üzerinden, yazarın bize anlatmak istediği neydi? Anlayamadım! Her şeye rağmen birbirlerini ne çok sevdikleri değil herhalde, çünkü pek seyrek bir araya geldiklerinde, ama her buluşmada, hemen de yalnız siyaset konuşuyorlardı.
Daha doğrusu kadın, karşısında bir Başbakan görmekten bir an bile kurtulamıyor, onun Meclis'te, basında her gün dinleyip okuduğu ağır eleştirileri bir kere daha tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyordu. Maksadı sevdiği adamı uyarmak, bir tehlikeden sakınmaktı, diyelim. Ama o noktadan öteye geçemeyişi tuhaftı.
Yazar simgeler kullanmış.
Menderes'in yer aldığı tablonun süslü çerçeve kenarlarının, onun her büyük hatasıyla parça parça eksilmesi gibi; geriye, simgesel bir darağacı kalana kadar...
Tarım kökenli sevgili, yarım bardak suyun bile ziyan edilmesine karşıydı. Tıpkı her sabah ilk işi hava raporlarına bakarak, ülkesinin o günkü yağmur nasibini bilmek isteyen Başbakan gibi...
Seven kadın ile oyun boyu sahnenin bir köşesinde kalan ve bana bir anlamda halkı da temsil ediyormuş gibi gelen oyun yazarının, zaman zaman göz göze gelerek, sevgilinin kötü akıbete sürüklenişinden duydukları endişeyi paylaşmaları gibi...
Oyunculara bir diyeceğim yok. Can Gürzap ve Ayda Aksel ellerinden geleni yaptılar. Canlandırmaya çalıştıkarı insanlar açısından hiçbir noksanları yoktu.
Yönetmen Hakan Altıner için aynı şeyi söyleyemem. Metni değerlendirme çabası dışında bir gayreti olmamış gibi geldi bana.
Oyunu asıl yokuşa sürense yazarıydı. Tarihî kişilikleri sahneye, perdeye taşımanın güçlüğünü bilmeyen yoktur herhalde. Ama bu seyrettiğimiz çok cüretli bir girişimdi.

(Radikal)

Hiç yorum yok: